İzmir’de fok yuvasına iskele kurulduğu iddiası
İZMİR Karaburun İl Yönetim Kurulu Genel Sekreteri Tayyar Gürhan Kırman, Ayıbalığı Koyu’ndaki bir beach club’ın Akdeniz foklarının yaşam alanına iskele yaptığı gerekçesiyle şikayetçi oldu. Kulüp işletmecisi Abdülkadir Şeker ise iskelenin yapıldığı bölgede fok mağarası bulunmadığını iddia etti.
Karaburun Kent Konseyi Genel Sekreteri Tayyar Gürhan Kırman, Ayıbalığı Koyu’ndaki bir otelin sahil kulübünün Akdeniz foklarının yaşam ve üreme alanları için iskele yaptığını söyledi. Kırman, bölgenin sit alanı olmasına rağmen 16 yıl önce satın alınan tesisin ruhsatlandırılarak yapılmasına izin verildiğini iddia etti. Bölgenin Akdeniz foklarının Türkiye’deki en değerli 5 yaşam ve üreme alanından biri olduğunu vurgulayan Kırman, “Foça’dan Ardıçburnu ve Güzelbahçe’ye kadar Akdeniz foklarının yaşam alanı olarak belirlenmiş. Ucube olarak gördüğümüz iskeleyi kayalıkların üzerine yapmışlar. Anayasa’nın 43. maddesinde yazdığı gibi denizler ve kıyılar tamamen halka açık. Alan uzun yıllardır koruma altında. Yapılan araştırmalar sonucunda. 2012 ve 2013 yıllarında burası Akdeniz foklarının yaşam ve üreme alanı olarak belirlenmiş ve tamamen koruma altına alınmıştır. 2019 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Karaburun Ildır Bölgesi Özel Çevre Koruma (ÖÇKB) bölgesi ilan edilmiştir. Dolayısıyla burada yapılaşmaya izin verilmemektedir. Bütün bunlara rağmen kayaların üzerine devasa bir iskele yaptım. İskeleden kullanıma açıldıktan sonra öğrendik maalesef.”
’10 BİN DESTEKÇİYE ULAŞTIK’ Karaburun Kent Konseyi olarak Akdeniz foku konusunda uzman kişilerle görüştüklerini anlatan Kırman, Sualtı Araştırma Derneği ve Akdeniz Foku Araştırma Grubu’ndan bilimsel veriler alıp incelemeler yaptıklarını söyledi. Genel Sekreter Tayyar Gürhan Kırman şöyle devam etti: “İskeleyi yakından görme şansım olmayacağı için telefoto lens kullanarak iskeleyi uygun bir tepeden fotoğrafladım. Bu konuda kamuoyunu bilgilendirme çalışmaları yaptık. Mordoğan ve Karaburun pazarlarına afişler astık, broşürler dağıttık. İmza kampanyası başlattık. ‘Change.org’da 10 bin destekçiye ulaştık. Kapatılmalı. Ancak doğaya ve o kayalara zarar vermeyecek şekilde sökülmeli. Bunun bir daha yaşanmaması için işletme sahiplerine gerekli cezai yaptırımlar uygulanmalı. Ancak bölge balık tutmaya, dalmaya ve hatta yüzmeye kapalı. Balıkçılar oraya ağ atarken jandarmaya haber vermiş olabilirler. Ancak bu daha çok işletmelerini kullanan turistlerin rahat etmesi için” dedi. Bu iskele buradaki yaşam alanına müdahale ediyor ve kaldırılması gerekiyor. Bir kez daha telefonda konuştuk. Hareketlerimizi durdurmamızı talep ettiler. ‘İskeleyi kaldırın, bu şartla durdururuz’ dedik. Şikayet dilekçelerimiz devlet tarafından devreye alındı. ‘DOĞA BİR KATLİAMDIR’ Tabiat Varlıklarını Koruma Genel Müdürlüğü’ne, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na, Tersaneler ve Kıyı Yapıları Genel Müdürlüğü’ne, Kaymakamlık ve Belediye olmak üzere 9 ayrı devlet birimine şikayette bulunduk. Şikayetimizde ‘Bu iskele bir doğa katliamıdır’ dedik. İşletme sahibinin ifadesine göre hiçbir yerden izin ve ruhsat başvurusu yapmamışlar. Normalde deniz kıyı şeridinden denize doğru gerçekleşen bir işlem için Tersaneler ve Kıyı Yapıları Müdürlüğü ile Şehircilik Bakanlığı Doğal Varlıkları Koruma Müdürlüğü’nden izin almaları gerekiyor. Rastgele dilekçesine dair hiçbir iz bulamadık. Karaburunlular olarak devletin her kademesine haklı taleplerimizi ilettik. Ama biz kamuoyunu bilgilendirmeye devam edeceğiz. Çünkü bizim amacımız o iskeleyi bir an önce kaldırmak” dedi. Çünkü Akdeniz fokları çok uysal hayvanlardır. Muhtemelen şimdiye kadar o bölgeden çıkmışlardır. Günde 60 kilometre yüzen canlılardır. Eylemlerimiz devam edecek ve bu eylemler asla şiddet veya rahatsız edici olmayacak. Anayasal haklarımızı kullanacağız. Belediye bu işin neresinde diye soruyoruz. Sahil şeridinin deniz tarafında yapılacak bir işlem belediyenin sorumluluğu dışındadır. Buraya ancak devlet yani Tabiat Varlıklarını Koruma Müdürlüğü müdahale edebilir. Uyarılarımıza da önlem aldılar. İskele kısmını hiç görmediğini belirten Erdoğan, “Açılışa benim dışımda kaymakam, bürokratlar ve milli emlak yetkilileri de davet edildi. Bu tesisin bir kısmı yıllardır, yani benim çocukluğumdan beri var. Ancak açılışta iskele kısmını hiç görmedik. Sahne denizin hemen üzerindeydi. Kimse iskeleye bakmak için geri dönmedi. Kimse iskeleye bakmak için geri dönmedi. Binanın iskele dışında özel bir bölümü vardı. Belediye olarak kıyıların temizliğinden kendilerinin sorumlu olduğunu ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Özel Çevre Koruma Bölgesi’ni düzenleyen yönetmeliğin çok açık olduğunun altını çizerek, “Yönetmeliğin 70. maddesinde açıkça belirtiliyor. İmar Kanununa göre bir süreç var. Tüm yetki valilik ile Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne aittir. Aletleri işlem için yetersiz kaldığında belediyeye yazıp aleti veriyoruz. Makinemiz yetiyorsa yardımcı oluyoruz. Sitenin sorumluları Milli Emlak, Hazine ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığıdır. Çocukluğumdan beri kullanılan bir alanda sadece işletmecinin adı değişti. Bölgedeki biyolojik çeşitlilik çalışmaları tamamlandı. Birinci derece koruma gündemde. Bu nedenle İl Çevre ve Şehircilik Müdürlüğü’nün müdahale etmesi gerekiyor. Yetkilerimiz çerçevesinde üzerimize düşeni yapmaya hazırız.” Buraya insanlar gelip yüzüyor. İşletmenin yanındaki kapımız açık. Bizimkiler o kapıdan girip kayaları kullanabilirler. İskeleyi otel misafirlerimizin halk arasına karışmadan rahatça yüzebilmesi ve duş alabilmesi için yaptık. İskelenin olduğu yerde en ufak bir mağara yok. Doğal taşların üzerinde yer almaktadır. Bunu sadece otel müşterilerimiz için yaptık. Taşınabilir bir iskeledir. Yazın takıp, kışın kaldırılabiliyor.” Muazzam bir kontrolü var. Kontrolsüz bir şey yapma şansımız yok. Burada birkaç konser düzenleyip çıtayı biraz yükselttik. Bulunduğumuz bölge orta yaş ve üstü nüfusun yoğun olduğu bir yer sanırım. Biraz istikrarı bozacağını mı düşündüler bilmiyorum. Ama art niyetli olduğunu düşünmüyorum. Biz buraya gelen kimseyi müşteri olarak görmüyoruz aksine misafirimiz olarak görüyoruz. kendi sosyal medya hesabımızdan avukatımız aracılığıyla açıklama.Çünkü burada olmayan ve burayı görmemiş insanlar sosyal medyadan gördüklerini takip edebiliyorlar.Birkaç gün sıkıntı yaşadık.Ticari sıkıntılar da yaşadık.Sabırla gerçeğin ortaya çıkmasını bekledik.Sivil toplum kuruluşlarını burada ağırladık ve gösterdik.Gelmek isteyenleri misafir etmek isteriz.Gelin görün doğal hayatı göreceksiniz biz de ayıların yaşadığı yerleri gösterelim. Ortadaki boşluğu da göreceksiniz” dedi.